
İş mahkemeleri; genel olarak işveren ve işçi arasında doğan haksızlıklar veya ödemeler nedeni ile açılan, ancak birçok farklı dava çeşidi bulunan kanunları uygulayan bir kurumdur. Son yıllarda giderek artan İşçi Mahkemesi’ne başvurma vakaları, işveren ve işçi arasındaki haksızlığı gidermek amacı ile hizmet verir.
İş ve Çalışma Tazminatı Davaları
İş mahkemeleri tarafından en çok işlenen davalar arasında bulunan iş ve çalışma tazminatı davaları, yüksek oranla işçi tarafının açtığı davalar olarak görülmektedir. İş ve çalışma ilişkileri, iş sözleşmesinin feshedilmesi gibi durumlarda meydana gelen davalar, kişinin karşı taraftan talep ettiği tazminat bedeline karar vermektedir.
Tazminat davalarında en önemli faktörler arasında şunlar bulunur;
- Talep edilen fazlalık mesai saati
- Yıllık ücret primleri
- Hafta içi veya hafta sonu tatilleri
- Yıllık tatil alacağı
Bunlar gibi birçok farklı etken tarafından değişkenlik gösteren ödemelerin takibini ve kararını vermektedir. En uzun süre boyunca devam eden tazminat davaları, işçi ve işveren arasındaki haksızlığı çözmeyi hedefler.
Hizmet Tespit Davaları
İş Mahkemeleri tarafından başvurusu alınan ikinci genel dava çeşidi ise, hizmet ve hizmet tespiti davaları olarak açıklanmıştır. Sıklıkla Sosyal Güvenlik Kurumu tarafına açılan davalar; işçilerin bu kurum nedeni ile yaşadığı mağduriyet, alacak veya hak talebi gibi konular nedeni ile işleme alınır.
En yaygın açılma nedeni olarak sigortasız çalıştırılma gibi nedenler yer alırken, bu sürelerin hesaplanması, kurumun geri dönüt talebi, verilen karara itiraz gibi ekstra nedenler ile mahkeme süreci daha da uzayabilmektedir. Günümüzde Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine verilen birçok karar ve açılan birçok mahkeme bulunurken, her gün yeni bir hizmet tespit davası açılmaya devam etmektedir.
İş İade Davaları
Son çıkarılan 4774 sayılı yasa nedeni ile geçtiğimiz yıllar içerisinde birçok işçi kurumu isyanlarını dile getirmişti. Bu kanun nedeni ile üçüncü bir mahkeme açılma faktörü literatüre eklenirken, birçok kişi günümüzde iş iade sebebi ile taleplerini mahkemelere sürdürmeye devam ediyor.
Bu kararın getirdiği en önemli sonuçlardan biri ise; işverenin belirsiz bir süre için çalıştırmaya devam ettiği işçi kişi için sözleşme feshine başvurması durumunda, bu fesih veya işten atma sebebi olarak bir neden belirtmek zorunda olması oldu. Bu sayede neden belirtilmeyen veya nedensizce işten ayrılması gereken işçilerin, iş iade davaları adı altında İşçi Mahkemeleri’nde başvurarak hak talep edebilme imkanı doğdu.
Yasanın işleme alınması ile birlikte milyonlarca işçi bu sebep nedeni ile işçi mahkemelerine başvururken, birçok işçinin hak arama talebi gündeme geldi.
Tedbir Eksikliği Davaları
Tedbir eksikliği davaları; işçi tarafının iş mesaisi süresi içerisindeyken, işveren tarafından sağlanmayan tedbirler nedeni ile yaralanması, sakat kalması, vefat etmesi gibi birçok farklı konuyu içine alan bir hak davası olarak bilinmektedir. Tedbir eksikliği davalarında, firma veya işverenin tedbir eksikliğini kanıtlayan işçi tarafı, firma aleyhine davalar açarak hakkını arayabilmektedir. Avrupa ülkelerine oranla en çok iş kazasının yaşandığı Türkiye’de bu dava çeşidi sayesinde birçok işçi hakkını arayabilmektedir.
Usulsüzlük Davaları
İşveren tarafının işçi tarafı hakkında açabildiği usulsüzlük davaları, sözleşme maddelerine uymayan türde hareketler, davranışlar ve eylemler gerçekleştiren işçiler adına açılabilmektedir. Bu mahkemenin asıl amacı, işveren tarafının usulsüzlük süreci boyunca yaşadığı mağduriyetin karşılanması olarak bilinir. İşveren ve işçi arasında yapılan iş sözleşmelerinin maddeleri, şikayette bulunulan işçinin kanıt davranışları ile karşılaştırılarak, işçi veya işveren lehine karar verilmektedir.